Mahsustan yaşamak
Tecrübe, insana birçok şey yapar. İnsanoğlu tecrübe denince hep müsbet bir duyguyu hatırlamak istiyor. Zaman madem böylesine geçmiş ve geçmekle kalmayıp bizi büyütüp beslemiş; o halde hürmetle başımızın üstünde yerini verelim isteriz. Böyle düşünmekte ziyadesiyle haklıyızdır da. Farzumuhal; ilk ihanet çok can yakar fakat rengi değişse de üçüncüsü, beşincisi artık o kadar da büyük bir pay alamaz haleti ruhiyemizden. Nihayetinde ihanetle ilkinde tanıştık, ikincisinde buluştuk, üçüncüsünde karşılaştık. Alacaklar alındıktan sonra sıradan bir hadiseye dönüveriyor en büyük ihanetler de. İkmale bırakılan, öğrenmesi pek de keyif vermeyen o zaruri derslere. İlk yetersiz hissetiğimizde belki ölmek istedik fakat hayat, bize yetersiz hissettirmek için tüm cömertliğiyle kapımızı çalmaya devam ettiğinde işin rengi değişti. Zira bir yandan yetersiz hissederken bir yandan da yetmeye devam ettiğimizi, edebildiğimizi gördük. Artık, behemehal gelen yetersizlik duygumuz, biz hayatı mecburen ve ...