Geçmiş, geçer mi? Bağ, kopar mı?
Geçenlerde bir video düştü önüme, geçmiş diye bir şeyin olmadığını anlatıyordu biri. Eğer geçmiş vardıysa hadi git, gidebiliyor musun? Hayır. Bir mekan olamıyorsa geçmiş, o halde bir fikir olabilir, bir düşünce. Ne kadar da saçma bir yaklaşım demeden önce biraz sohbet edelim. Kategorik düşünmek, hayatı bölmelerle tecrübe etmek, ardışık hikayeler şeklinde oluşu değerlendirmek, velhasıl zamanı determine etmek üzerine düşünüyorum da; Batılı gibi düşünmek kanımıza işlemiş dostlar, kalkın çabuk mahvolduk. Bu meseleyi behemehal anlayıp düzeltmemiz gerekiyor. Şu sıralar hayatın, nasıl da "tüm ve tek zamanlı" olduğunu düşünüyorum. Bunda geçenlerde gördüğüm, bloğa da yazdığım rüyanın etkisi var elbet. Hafıza ve hatıranın ne olduğu üzerine düşünmek de bu mülahazayı perçinledi şüphesiz. Öncelikle düşündüğüm ve hissettiğim şeyleri izah etmek için en azından bir Freud olmam gerekiyor; biliyorsunuz ki değilim. Kendisinin "bilinçaltı" demek suretiyle insanlık tarihine kazandırdı...